23 Haziran 2015 Salı

Fısıltı Yorumu | stealthreader

Kitabın Adı: Fısıltı
Orjinal Adı: Hush, Hush (Hush, Hush #1)
Yazarı: Becca Fitzpatrick
Çeviri: Sevinç Seyla Tezcan
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 416
Liste Fiyatı: 30.00







Kovulmuş bir meleğe aşık olmak...

"Bütün sınıf arkadaşlarımın isimlerini biliyordum... Biri hariç. Yeni öğrenci... Arkamdaki sırada, serinkanlı siyah gözleri karşıya sabitlenmiş bir hâlde kaykılmış oturuyordu...

Siyah gözleri beni âdeta delip geçiyordu. Dudaklarının kenarları yukarı doğru kıvrıldı. Kalbim bir an tekler gibi oldu ve o bir anlık duraksamada, kasvetli bir karanlık duygusunun bir gölge gibi üzerime örtüldüğünü hissettim. Bu duygunun kaybolması sadece bir an sürdü, ama ben hâlâ ona bakıyordum. Gülümsemesi dostça değildi, bela kelimesini heceleyen bir gülümsemeydi. Ve vaat doluydu."

          Aşk, Nora Grey'in planları arasında değildir. En yakın arkadaşı Vee'nin okuldaki erkeklerle ilgilenmesi için onu zorlamasına rağmen, Nora onlara hiçbir zaman özel bir ilgi duymamıştır. Ta ki Patch ortaya çıkana dek. Nora bunun yanlış olduğunu bilse de, kayıtsız gülümsemesi ve onun içini görüyormuş gibi bakan gözleriyle Patch'in cazibesine kapılır.
      Ancak bir dizi ürkütücü karşılaşmanın ardından, Nora artık kime güveneceğinden emin değildir. Patch görünüşe göre her yerdedir ve onun hakkında en yakın arkadaşlarından çok daha fazlasını biliyor gibidir. Nora onun kollarına atılmak ile arkasına bakmadan kaçıp saklanmak arasında karasız kalmıştır. Bazı cevaplar ararken, kendini, Patch'in hissettirdiği herhangi bir şeyden çok daha huzursuz edici bir gerçekle burun buruna bulacaktır.
    Nora ölümsüzler ve kovulmuşlar arasında ezelden beri süregelen savaşın tam ortasındadır ve eninde sonunda bir taraf seçmek zorunda kalacaktır. Bu karar hayatına mal olsa bile...

      Herkese merhaba. Okumakta çok geç kaldığım Hush, Hush serisinin ilk kitabı Fısıltı'nın yorumuyla karşınızdayım. Seriye neden bu kadar geç başladım diye çıldırıyorum resmen. 
      Yazarın kalemini çok sevdim. Hiçbir bölümde sıkıldığımı hatırlamıyorum ve bu nedenle çok eğlenceli ve keyifli bir okumaydı benim için. Kugu... Aslında ilk başlarda normal bir kitaptan bir farkı yoktu benim için. Evet, akıcıydı, sıkılmadan okuyordum falan ama aman aman da bir çekiciliği yoktu. Fakat sonu kesinlikle muhteşemdi. Kitaba hayran kalmamı sağlayan kısım da sonuydu zaten. Okurken bazı kısımları tahmin etmiş olsam da beni ciddi anlamda etkiledi. Kitabı bitirince elim hemen ikinci kitaba gitti. Ama hemen başlamak istemedim çünkü hem okunacak birsürü kitabım var hem de seriyi bu kadar çabuk okuyup veda etmek istemiyorum sanırım.

    Kız karakterimiz biraz fazla saftı bu yüzden beni yer yer delirttiği doğrudur. Resmen gözünün önündeki şeyi görmüyordu ve bazı davranışları çok saçmaydı ama yine de sevdim diyebilirim. Patch... Tabi ki kitabı okuyan herkes gibi Patch'e aşık oldum. (Patch'e aşık olmayanı dövüyorlarmış. :D) Patch'i ciddi anlamda çok sevdim ve ilk kitapta böyleyse diğer kitaplarda sevgim ne kadar artar düşünemiyorum bile. Onun dışında Vee karakterine de çok ısındım. Nora'dan daha çok sevdim bile denilebilir. 
   Bi aralar filmi çıkacak söylentileri dolaşıyordu, sonra ne oldu hiç bilmiyorum ama kesinlikle çıkmalı.

Puanım:














0 yorum:

Yorum Gönder